İskeleye yaklaşan tuhaf gemi, çekiciliği ve görkemiyle kendisine uzaktan bakan üç arkadaşı âdeta büyülemiştir. İçlerinden biri koşarak gemiye biner ve gözden kaybolur. Gemide hiç kimse yoktur. Diğerleri endişelenerek ona geri dönmesini haykırır fakat sonuç alamayınca peşinden giderek gemiye binerler. Bu sırada gemi görülmemiş bir hızla hareket eder ve gözden kaybolur... Bu üç arkadaşın bilimin sonsuz evrenini keşfedecekleri maceralarının başladığı andır. Yaşadıkları panik ve heyecanın ardından sakinleşirler. Hiç beklemedikleri bir anda yolları yaşlı bir bilginle kesişir. O andan itibaren sonunun ne olacağını kestiremedikleri maceralar yaşarlar. Üstesinden gelmek zorunda kaldıkları esrarengiz olayların ardı arkası kesilmemektedir. Akılcı yöntemler ve bilgi yoluyla çözümü güç problemlerin üstesinden gelmeleri gerekir.  Arkadaşlık ve sevginin gücü, zekâ ve mantıkla birlikte işlediğinde çözemeyecekleri problem kalmayacağını keşfederler. Gerçekte bilim insanı olmayı hedefleyen üç arkadaş, bir süre sonra birbirlerini kaybederler ve kendilerini hayal bile edemeyecekleri kadar ilginç ortamlarda bulurlar. Burada yaşayanlar da en az yaşadıkları yer kadar farklıdır. Fakat bu farklılıklar güçlü dostlukların kurulmasına engel olmaz.