İletişimin denetlenmesi kişi hak ve özgürlüklerini yakından ilgilendirmektedir. Bu nedenle başvurulması esaslı koşullara bağlanmalıdır. Türk hukukunda yürürlükten kalkmış bulunan 4422 sayılı Yasa da düzenlenmiş olan bu tedbire halen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasası’nda yer verilmiştir. Yazar, eserinde, söz konusu Yasa hükümleri açısından adli ve önleme amaçlı iletişimin denetlenmesini gerektiğinde önceki düzenlemelerle karşılaştırmalı olarak ayrıntılı biçimde incelemiştir. Bunun yanı sıra kitapta, iletişimin denetlenmesi benzer kurumlarla karşılaştırılmış, başka ülkelerin hukuk sistemlerinde konunun nasıl ele alındığı incelenmiş ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına da yer verilmiştir. Yazar, ayrıca teknik araçlarla inceleme, özel hayatın korunması konularına eğilmiş ve iletişimin denetlenmesi yoluyla elde edilen kayıtların ispat gücü sorununu ceza ve hukuk davaları açısından irdelemiştir. Kitabın içeriği, son dönemde ülke gündeminde sürekli ön sıralarda bulunan kapsamlı kamu davalarının açılmasında iletişim denetlenmesi yoluyla elde edilen bilgilerin kullanılması dolayısıyla da önem arz etmektedir.