Herkes dünyanın değiştiğini söyler ama kendini değiştirmek isteyenler azdır. A. Einstein; ``Her büyük ve asıl gayretin karşısına bir milyon çağdışı insan dikilir`` derken değişime direnen bir dünyayı anlatıyordu.Einstein`dan bu yana ne değişti? ``İnsanların kafasından bir önyargıyı söküp atmak atomu parçalamaktan daha zor`` serzenişi neden hala beyinlerimizde yankılanıyor?Olay ve olgulara çok yönlü bakma geleneğini henüz kuramadık. Ne günlük yaşantıda, ne kurum ve kuruluşlarda, ne de üniversitelerde. Buna üniversiteleri de eklemek elbette üzücü ve endişe verici. Ancak görmek zorundayız ki; "Bilimleri insan için, toplum için bir araç haline getiremedik."Medyanın tanımladığı bir hayat yaşıyoruz giderek. Kurallarını medyanın belirlediği bir hayat. Büyük devletlerin normlarıyla işleyen bir süreç hepimizi önüne katmış götürmek istiyor; "Küresel süreç."Her şeyi yeniden durup görmemiz, yeniden anlamamız ve anlamlandırmamız gerekiyor. Küresel sürecin yıkımlarına ve kitle iletişim bombardımanına karşı çocukları, gençleri, aileyi ve giderek tüm toplumu koruma adına ne yapılması gerektiğini artık bilim aklıyla bulmamız gerekiyor. Yoksa sarsılmak, sürüklenmek ve sonu belirsiz boşlukların içinde yok olmayla karşı karşıya kalma riski vardır.